Sigara Bağımlılığı (Tütün Kullanım Bozukluğu)

Sigara, diğer adıyla tütün, içeriğinde bulunan psikoaktif madde nikotin nedeniyle bağımlılık oluşturmaktadır.  Nikotin vücut fonksiyonunu etkileyen kimyasal bir maddedir. Özellikle beyine etki ettiği için, bilişsel fonksiyonları ve duygu durumu etkilemektedir (Benowitz, 1988). DSM-5’te sigara bağımlılığı “Tütün Kullanım Bozukluğu” olarak yer almaktadır (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013).

Sigara Bağımlılığı (Tütün Kullanım Bozukluğu) Belirtileri

A. On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan, sorunlu bir tütün kullanım örüntüsü:

1. Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli olarak tütün alınır.

2. Tütün kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.

3. Tütün elde etmek, tütün kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.

4. Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tütün kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.

5. İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici tütün kullanımı (örn. işini engelleme).

6. Tütünün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın tütün kullanımını sürdürme (örn. tütün kullanımıyla ilgili olarak başkalarıyla tartışmalara girme).

7. Tütün kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da azaltılması.

8. Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda tütün kullanma (örn. yatakta sigara içme).

9. Büyük bir olasılıkla tütünün neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bilgi? sine karşın tütün kullanımı sürdürülür.

10. Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) gelişmiş olması:

a. Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan ölçülerde tütün kullanma gereksinimi.

b. Aynı ölçüde tütün kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin olarak daha az etki sağlanması.

11. Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş olması:

a. Tütüne özgü yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması.

b. Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için tütün (ya da nikotin gibi yakından ilişkili bir madde) alınır.

Erken yatışma evresinde: Daha önce tütün kullanım bozukluğu için değerlendirme ölçütleri tam karşılandıktan sonra, tütün kullanım bozukluğunun hiçbir değerlendirme ölçütü (A4 değerlendirme ölçütü dışında, “Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tütün kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.

Sürekli yatışma ile giden: Daha önce tütün kullanım bozukluğu için değerlendirme ölçütleri tam karşılandıktan sonra, tütün kullanım bozukluğunun hiçbir değerlendirme ölçütü (A4 değerlendirme ölçütü dışında, “Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tütün kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanmamıştır.

Varsa belirtiniz:

Sürdürme müdahalesi: Kişi, nikotin yerine koyma müdahalesi gibi uzun süreli bir sürdürme müdahalesi almaktadır ve o ilacın yer aldığı küme için tütün kullanım bozukluğunun hiçbir değerlendirme ölçütü karşılanmıyorsa (nikotin yerine koyma müdahalesi dayanıklılık ya da yoksunluk dışında), bu ek belirleyici kullanılır.

Denetimli çevrede: Kişi, tütüne ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise bu ek belirleyici kullanılır.

O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Tütün yoksunluğu ya da tütünün yol açtığı uyku bozukluğu da varsa, tütün kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun yerine, tütün kullanım bozukluğu, tütünün yol açtığı bozukluk kodunun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (tütün yoksunluğu ya da tütünün yol açtığı uyku bozukluğu için kodlama notuna bakın). Sözgelimi, Sözgelimi, tütünün yol açtığı uyku bozukluğu varsa, yalnızca tütünün yol açtığı uyku bozukluğu kodu kullanılır ve dördüncü konumdaki simgede, tütün kullanım bozukluğu ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F17.208 tütünün yol açtığı uyku bozukluğu ile ağır olmayan tütün kullanım bozukluğu. Tütünün yol açtığı uyku bozukluğu ile ağır olmayan tütün kullanımı kodunun kullanılmasına izin verilmez.

O sıradaki ağırlığını belirtiniz:

Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.

Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.

Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması

Sigara bağımlılığında diğer madde bağımlılıklarda olduğu gibi farmakoloji, öğrenme, kişilik ve sosyal özellikler bağımlılıkta etkilidir. Sigara bağımlıları, içeriğindeki nikotin nedeniyle sigara kullanımının ardından uyarılma, haz ve rahatlama yaşadıklarını, stresi ve kaygıyı azalttığını, kilo almaktan da koruduğunu ifade ederler. Sigara içme davranışı tüm bu pozitif görünen sonuçlarla ödüllendirildiği için farmakolojik etkinin yanı sıra öğrenilmiş bir davranıştır. Tüm bu pozitif görünen sonuçlara karşın tütün kullanımı yoksunluk sendromuna yol açar. Tütün kullanımının ardından geri çekilme belirtileri başlar ta ki tekrar sigara tüketene kadar belirtiler sürer ve tekrar sigara içmek için itici gücü oluşturur. Sigara, bir önceki kullanımdan geriye kalan nikotin geri çekilme belirtilerini ortadan kaldırarak rahatlama hissi yaratmaktadır. Sinirlilik, nikotin yoksunluk sendromunun etkilerinden biridir. Sigara içmemek, bağımlı birey üzerinde sinirliliğe yol açar.  Bu duygu durumu ortadan kaldırmak için kişi tekrar sigara içme davranışına yönelir. Bu öğrenilmiş davranış genellenerek birey günlük yaşamda karşılaştığı stresli durumlar karşısında rahatlamak için sigaraya başvurur. İnsanlar genellikle yemekten sonra, alkol ya da kahve ile ya da keyif alınan sosyal ortamlarda gibi belirli ortamlarda sıklıkla sigara içerler. Belirli durum ve ortamlarda sigara içme davranışı sıklıkla tekrarlandıkça, çevresel etkenler sigara içme üzerinde belirleyici olur. Sigara bağımlılığı, kişilik özellikleri açısından değerlendirildiğinde, duygulanım bozuklukları, risk alma ve asilik bağımlı olma olasılığını arttırmaktadır (Benowitz, 1988).

Kronik nikotin kullanımı, beyindeki nikotin reseptörlerini arttırmaktadır. Yapılan bir çalışmaya göre, sigara içen kişilerin beyninde daha fazla nikotin reseptörleri bulunmaktadır (Benwell ve ark., 1988). Birey sosyal baskılar, ekonomik nedenler veya sağlık konusunda endişelerinden dolayı sigarayı bırakmaya motive olabilir. Ancak sigarayı bırakmak bir takım rahatsızlık hislerini beraberinde getirdiği için sigara içme motivasyonu artar ve durum tekrar eder. Bazı içiciler sigara içme davranışını özgürce seçilmiş bir davranış olarak görseler de içme davranışı alınan nikotin miktarı tarafından kontrol edilmektedir çünkü nikotin tüketimini bırakmak, kişi üzerinde kabul edilemez düzeyde bir rahatsızlık yaratır. Sigara aniden bırakıldığında, nikotin çekilme sendromu başlar. Nikotin çekilme sendromu, sinirlilik, yorgunluk, kaygı, sabırsızlık, konsantrasyonda azalma ve bilinç bulanıklığına neden olur. Sigarayı yeni bırakan bireylerde kilo alma ve reaksiyon verme hızında azalma görülebilir. Sigara bağımlıları, aşerme denilen şiddetli sigara içme isteği yaşarlar. Sigarayı bırakan bireylerde çekilme sendromu 24 ila 48 saat arasında maksimum şiddete ulaşır ve iki hafta içinde yavaş yavaş etkisi azalır. Stresli durumlarda sigara içme isteği ise yaklaşık olarak bir ay ile bir yıl arasında sürmektedir (Benowitz, 1988).

Sigara bağımlılığı Doğu Avrupa ve Asya’da yüksek oranlarda görülmektedir. Şizofreni ve depresyon ile sigara bağımlılığı (Dani ve Harris, 2005) ve alkol bağımlılığı (Grant ve ark., 2004) sıklıkla birlikte belirti gösterebilir. Kişilik, kaygı ve duygu durum bozukluğu olan bireyler normal popülasyona göre iki kat daha fazla nikotin bağımlılığı göstermektedir (Grant ve ark., 2004). Sigara kullanan bireylerde kalp rahatsızlıkları 3 kat ve ani ölümlerin görülmesi 10 kat fazladır. Kanser, bronşit, ülser bacak-damar rahatsızlıkları, kadınlarda kısırlık ve erkeklerde iktidarsızlık görülebilmektedir (Türkiye Yeşilay Cemiyeti, 2016).

Sigara Bağımlılığı (Tütün Kullanım Bozukluğu) Nedenleri

Sigara bağımlılığı, bireylerin pek çok neden dolayısıyla sigaraya başlaması ve giderek daha fazla miktarda sigara kullanması sonucunda oluşan bir bağımlılık türüdür. Sigaraya başlama nedenlerinden biri bireylerin yaşadığı kötü olaylardır. Travmatik olaylar yaşayan ve atlatmakta zorluk çeken bireyler bir kaçış yolu olarak sigarayı seçerler. Bunu nedeni, sigaranın içerisindeki nikotinin, beyinde seratonin salgılanmasına yol açması ve seratoninin anlık olarak rahatlama hissi vermesidir. Ancak bu yalancı bir rahatlamadır.

Sorunları dolayısıyla sigara kullanan bireyler, kullanımdan sonra kendilerini kötü hissetmeye hatta bazen daha da kötü hissetmeye devam ederler.

Sigara bağımlılığının nedenlerinden biri de genetik faktörlerdir. Genetik olarak bağımlılığa yatkın olan bireylerin sigara bağımlılığı olması yüksektir. Buna ek olarak çevresel faktörlerde sigara bağımlığına neden olmaktadır. Çevresinde sürekli sigara içen kişileri gören bireyler, sigaraya başlama konusunda daha iradesizdir. Bu durum özellikle çocukluktan beri anne ve babasını sigara içerken gören kişilerde sıklıkla görülmektedir.

Sigara bağımlılığının nedenlerinden bir diğeri de kişilik yapısıdır. Özgüvensiz ve iradesiz bir kişiliğe sahip olan kişilerin sigaraya başlama olasılığı ve bağımlı olma olasılığı çok daha yüksektir. Bu kişiler arkadaş ortamından veya ailesinden etkilenerek sigara kullanmaya başlamaya, diğer kişilerden daha yatkındır.

DÜNYADA DURUM…

Sigara dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yüksek oranda nikotin içeren bir tüketim aracı olarak eroin ve kokain kadar şiddetli bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bağımlılığı, ‘düzenli olarak günde bir sigara içme’ olarak tanımlamış, sigarayı “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak gördüğünü ifade etmiştir. Sigara içme alışkanlığı gelişmiş ülkelerde azalmakta iken, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sigara tüketimi her yıl artış göstermektedir. Günümüzde erişkinlerin yaklaşık üçte birinin sigara içtiği ve kadın nüfusunda sigara içme oranının giderek arttığı bilinmektedir. Sigara şu anda dünyada 15 yaş üstü 1.2 milyar insan tarafından kullanılmaktadır. 2025 yılında sigara kullanan kişi sayısının 1.6 milyara ulaşması ve bunun %85’inin de düşük-orta gelir düzeyine sahip ülkelerde olması beklenmektedir. Nikotin bağımlılığının da genel nüfusta yaşam boyu yaygınlığının yaklaşık % 20 olduğu, ABD ‘de sigara içenlerin %50-80’inin bağımlı olduğu belirtiliyor.

Gelişmiş ülkelerde, özellikle iyi geliştirilmiş sigara karşıtı kampanyalar/politikalara sahip olan ülkelerde sigara içme sosyoekonomik durum ile yakından ilişkilidir ve yoksullar, yarı vasıflı el işçileri, işsizler, iyi eğitim olanağı bulamayanlar ve bekar anneler arasında daha sıktır. Kadınlarda sigarayı bırakma oranları erkeklere göre daha düşük, yeniden başlama oranları da daha yüksektir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sigara ile bağlantılı hastalıklar nedeniyle 1950 ile 2000 yılları arasında 60 milyon insanın öldüğünü ve bunun II. Dünya Savaşı nedeniyle meydana gelen ölümlerden fazla olduğunu bildirmiştir. Sigaranın ABD’deki ölümlerin %29’sinden sorumlu olduğu belirtilmektedir. Geçtiğimiz yüzyılın sonunda yaşları 35-69 yaş arasında bulunan tüm insanların ölümlerinin %30'unun, 69 yaş üstündeki insanların ölümlerinin ise %14'ünün sigara içimine bağlı geliştiği tahmin edilmektedir. Yapılan çalışmalarda sigara içiminin beklenen yaşam süresini bütün yaş gruplarında 16 yıl, 35-69 yaş grubunda ise 22 yıl kısalttığı belirlenmiştir. Japonya’da yapılan bir çalışmada, 45 yaş ve üzerindeki nüfusun tıbbi harcamalarının %4’ünün sigara kaynaklı olduğu belirlenmiştir.

TÜRKİYE’DE DURUM

Türkiye'deki erişkin nüfusun yaklaşık yarısı sigara içmektedir. Yetmişli yıllardan bugüne gelişmiş ülkelerde sigara içim oranları azalmakla birlikte gelişmekte olan ülkelerde yükselmeye devam etmiştir. Dünya Bankası raporlarına göre 1990-1997 yılları arasında dünyada sigara içiminin en hızlı arttığı ikinci ülke Endonezya'yı izleyen Türkiye'dir.

Sağlık Bakanlığının 1988 yılında yaptırdığı bir araştırmada 15 yaşından büyük bireylerde sigara içme oranı %43.6 iken, 1997 yılında bu oranın %50’ye yaklaştığı bildirilmiştir. Sigara içme yaygınlığı 1988’de kadınlarda %24, erkeklerde %63 olarak saptanmıştır.

Trabzon il merkezinde yapılan araştırmada da erkeklerin %62’sinin, kadınların %32’sinin sigara içtiği saptanmıştır. Ögel ve arkadaşlarının İstanbul’da yaşayan 707 yetişkinle yaptıkları araştırmada, katılımcıların %77’sinin sigarayı yaşam boyu en az bir kez denediğini ve %60’ının da düzenli olarak sigara içtiğini saptamıştır. Denizli’de yapılan araştırmada, sigara içme yaygınlığı yetişkin erkeklerde %50, kadınlarda %12, toplamda %30 oranında bulunmuştur. 2006 yılında Diyarbakır’ın 50 ayrı mahallesinde yaşayan 600 yetişkin ile evlerinde yüz yüze görüşme yoluyla, yapılan bir çalışmada günde en az bir sigara içenlerin oranı %50.9 bulunmuştur. Bu oran erkeklerde %65 kadınlarda %37’dir. Sigara içmeyi ilk deneme ortalama yaşı 16 olarak bulunmuştur. Düzenli olarak sigara içtiğini belirtenler en yüksek oranda 25-34 yaş grubundadır. On altı yaşından önce örseleyici yaşam olayı yaşama oranı sigara içenlerde %60 sigara içmeyenlere ise %47 bulunmuştur. Bu bireylerde ruhsal belirtiler de içmeyenlere göre daha yüksek bulunmuştur. Kadınların eğitim düzeyi artıkça sigara içme oranı artarken, erkeklerin tam tersi bulgular elde edilmektedir. En yüksek sigara içme oranları işçiler ve işsizler arasında bulunmuştur

Psikiyatri hastalarında genel nüfusa göre sigara içmenin ve nikotin bağımlılığının daha çok görüldüğü bilinmektedir. Bir araştırmada sigara içme oranının şizofreni hastalarında %90, bipolar bozukluk hastalarında %70, başka psikiyatrik bozukluğu olanlarda ise %45-70 arasında olduğu bildirilmektedir.

Sigara Bağımlılık mı? Alışkanlık mı?

1950’li yıllarda sigaranın bağımlılık değil alışkanlık olduğu düşünülmekteydi.. 1964’e kadar bu düşünce devam etmiştir. 1964’den sonra ise bağımlılık açısından sigara ilgi odağı olmaya başlamıştır. Bağımlılık olduğu düşüncesini destekleyen verilerin başında içme örüntüsünde tutarlılık gözlenmesi, kullananların giderek sigara miktarını artırmaları, 2/3’ünde başarısız bırakma girişimlerinin olması ve sigara bırakıldığında kesilme ya da yoksunluk belirtilerinin gözlenmesi gelmektedir.

Sigara içme, özellikle nedenleri açısından önemli bir ruhsal-toplumsal sorundur. Sigara içme oranı ile yaş dönemleri arasında ilişki saptanmıştır. Yapılan bazı çalışmalarda 13-19 yaş grubundakilerin sıklıkla ruhsal toplumsal etkenlerle ilişkili olarak sigaraya başladığı bildirilmiştir. Toplumsal, ruhsal ve genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan sigara alışkanlığının daha çok çocukluk ve gençlik çağında kazanılan bir davranış olduğu, aile yapısı ve sosyal desteğin sigara ve diğer madde kullanımında etkili olduğu bildirilmiştir. Ergenlik döneminde kendisine model arayan bireyin, evde anne babadan, okulda sigara içen öğretmeninden ve arkadaşından etkilendiği belirtilmektedir. Bedensel çalışmayı gerektiren işlerde çalışanlar arasında, zihinsel çalışmayı gerektiren işlerde çalışanlara göre, erkeklerde, ailede veya yakın arkadaşları arasında sigara içen bulunanlarda, kentsel bölgede yaşayanlarda, yüksek gelir düzeyine sahip olanlarda, ağır çalışma koşullarına sahip olanlarda ve  örseleyici yaşantı öyküsü olanlarda da sigara içme oranı daha yüksek bulunmuştur.

Öncelikle vurgulanması gereken noktalardan biri ergenlikte sigara içiminin erişkinlikte sigara içimi için en önemli risk etkeni olduğudur. Sigara içilen çevreden uzak duruldukça sigara içimi azalmaktadır Bu yanında hafif şiddette depresyonun sigara içimini artırdığı, düzenli sigara içenlerde depresyon oranının ve bununla bağlantılı olarak intihar oranlarının içmeyenlere göre daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Depresyonu olanların sigarayı bırakma oranları içenlere göre daha düşük olduğu belirtilmektedir.

Sigara bağımlılığının şiddeti başlama yaşıyla ilişkili bulunmuştur. Sigaraya başlama yaşı 10-15 arasında değişmektedir. Başlama yaşı ilaç tekellerinin de politikalarıyla bağlantılı olarak giderek düşmektedir. Ülkemizde sigaraya başlama yaşının10-11 sınırına indiği tahmin edilmektedir. Sigara içimi ergenlerde düşük benlik saygısı ve okul sorunları ile ilişkili bulunmuştur.

Neler sigara kullanmayı artırır ya da kolaylaştırır?

Ulaşılma kolaylığı,  fiyatı,  evde sigara kullananların, özellikle bağımlıların bulunması, yaşam olayları ve stres etkenleri kullanmayı artıran başlıca etkenlerdir. Öyle ki; birkaç gün birkaç sigaradan sonra bağımlılığa kayma oranı çok yüksektir. Günde üç sigaradan fazla sigara içenlerin % 94’ünün uzun dönemde bağımlı oldukları saptanmaktadır.

Toplumsal, kültürel ve ekonomik etmenler nedeniyle nikotin bağımlılığı sık gelişmektedir. Sigara bir bağımlılık biçimi olarak diğer bağımlılık biçimleriyle karşılaştırıldığında kişiler arası ilişkiler, ekonomik, hukuksal, yada ruhsal düzlemde sorunlara daha az yol açmaktadır. Nikotinin aynı zamanda ruhsal açıdan uyarıcı nitelik taşıyan bir madde olması, duygudurumu olumlu yönde değiştiren, rahatlatıcı etkisinin olması bir yanda kullanımını artırmakta, diğer yandan sigaranın yarattığı sonuçlara duyarsızlık yaratmakta, bırakma çabalarını azaltmaktadır.

Nikotinin etkilerinin doza bağımlı ve iki uçlu olduğu belirtilmektedir. Kandaki Nikotin düzeylerinin azalması çekilme, yoksunluk belirtilerine, artması zehirlenme belirtilerine yol açmaktadır. Tüm bunlar sigara arama davranışını artırmakta, giderek kullanılan miktarın artmasına, eş deyişle tolerans gelişmesine yol açmaktadır. Sağladığı gevşeme, zihinsel uyarılma, tartışmalı olsa da ve yeterli bilimsel kanıtlar olmasa da iddia edilen dikkat, bellek, öğrenme üzerinde olumlu etkileri sigara kullanımını artırmakta ve bırakmayı güçleştirmektedir.

Sigara Kullanımı İle İlişkili Bozukluklar

Sigara içenlerde psikiyatrik bozukluklar toplum geneline göre daha yaygındır. Sigarayı bırakmak için yardım isteyen hastalar arasında %30’a varan oranlarda depresyon ve %20 ya da daha fazlasında alkol kötüye kullanımı ya da bağımlılığı öyküsü bulunabilir.

Sigara ve tütün kullanımı bir çeşit kendine zarar verme davranışıdır. Bu davranışın altta yatan nedenlerinin incelenmesi ve gerekli yardımların yapılması psikiyatrinin konusudur. Bağımlılık düzeyinde olsun ya da olmasın, sigara ve tütün kullanımı olanlarda depresyon, anksiyete bozukluğu ve psikotik bozukluklar gibi bazı psikiyatrik sorunların bunları kullanmayanlara göre daha fazla olduğu bilinmektedir. Bu ürünlerde yer alan nikotin, düzenli sigara ve tütün ürünlerinin kullanımı sonucu bağımlılığa yol açmaktadır.

Sigara kullanımı ile ilişkili bozukluklar nikotin bağımlılığı ve nikotin yoksunluğu isimleriyle tanımlanmaktadır. Nikotin bağımlılığının kronik ve yineleme riski yüksek olan bir bozukluk olduğu, en az 5-7 başarısız bırakma girişiminin bulunduğu belirtilmektedir. Nikotin bağımlılığı, rahatlamak ya da yoksunluk belirtilerini gidermek için nikotin almak, giderek artan miktarlarda kullanmak, başarısız bırakma girişimleri, zararları bilinmesine rağmen içmeye devam etme ve sosyal-mesleki işlevsellikte bozulmayı içermektedir. Nikotin yoksunluğunun ise en az birkaç hafta süreyle nikotin kullanılması, bırakmadan sonraki 24 saatte ise disforik (huzursuz, sıkıntılı ve kötü hissetme) ya da çökkün duygudurum, uykusuzluk, çabuk kızma, sinirlenme, öfkelenme, anksiyete (bunaltı), düşüncelerini yoğunlaştıramama, huzursuzluk, kalp hızında azalma, iştah artması-kilo alma gibi belirtilerden en az dört tanesinin bulunması ile tanımlanıyor. Bu yakınmaların başka bir durumla açıklanmaması ve işlevselliği bozması gerekiyor.

Sigarayı bırakma döneminde de öfke, bunaltı, madde arama davranışı, yoğunlaşma güçlüğü, huzursuzluk, sabırsızlık, iştah artışı, açlık hissi ve şeker isteği gibi kesilme belirtileri gözleniyor. Sigara içilmeyen ilk on gün içinde; bilişsel değişiklikler ilk dört saatte başlıyor. 24-48 saatte en üst düzeye çıkıyor ve Tekrar sigara içimi ile 24 saatte düzeliyor. Eğer birey sigara içmemeyi sürdürürse belirtiler yaklaşık bir ay içinde düzeliyor. Kilo alma ve nikotin arama davranışı ise altı ay kadar sürüyor. Nikotin yoksunluğu yaşam boyu yaygınlığının % 50 olduğu belirtiliyor. Sigarayı kendi kendine bırakanların % 50-75’inde yoksunluk belirtileri ortaya çıkıyor.

Depresyon, Anksiyete bozuklukları ve diğer madde kötüye kullanım şekilleri sigara içicilerin üçte birinde görülmektedir. Sigara içme süresi ve miktarı ile yaşanan sorunlar arasında doğrudan bir ilişki vardır. Sorunlar arttıkça sigara içme, sigara içme arttıkça da ruhsl ve fiziksel sorunlar artmaktadır.

 Sigara Bağımlılığı (Tütün Kullanım Bozukluğu) Yol Açtığı Sağlık Sorunları

1.) Kalp ve damar hastalıkları

2.) Bronşların daralması sonucu akciğer rahatsızlıkları ve KOAH

3.) Damarlarda tıkanma ve buna bağlı felç

4.) Midede gastrit, ülser ve mide kanseri

5.) Ciltte sararma, kırışıklık, cilt kanseri

6.) Ağız kokusu ve dişlerde sararma

7.) Gebelikte sigara içilmesi erken doğuma ve buna bağlı olarak çeşitli gelişim bozukluklarına, doğum sonrası ise sütün kesilmesine yol açar.

Sigara ve tütün ürünlerini kullananlar bırakmak açısından, hangi dönemlerdeler?

1. Dönem: (Bırakmaya niyeti olmayanlar) Bunlar önümüzdeki 6 ay içinde bu ürünleri bırakmaya niyeti olmayanlardır. Bu gruptakiler, sigara ve tütün ürünlerinin kullanımının yol açtığı risklerin farkında değildir veya bu riskleri önemsemez. Bu grupta olanların, sigara ve tütün ürünlerinin kullanımının yol açtığı sorunlar hakkında bilgisinin artırılmasına çalışılmalıdır.

2. Dönem: (Bu ürünleri bırakmaya niyetlenenler) Bunlar önümüzdeki 6 ay içinde (ancak 1 ay içinde değil) bu ürünleri bırakmaya niyetli olanlardır. Bunlar sigaranın ve tütün ürünlerinin insanlara verdiği zararları bilir ancak kendisine etkisini iyi değerlendiremez. Bu gruptakilerin sigara ve tütün ürünlerini kullanmaya devam etmesinin ve bırakmasının artı ve eksilerini, kısa ve uzun vadeyi göz önüne alınarak değerlendirmeye çalışmaları gerekir. Bu değerlendirme, sigara bırakma motivasyonunun oluşmasına yardımcı olabilir

Bu grupta yer alanların bırakma konusunda bazı endişeleri de olabilir;

İradesinin zayıf olduğu düşüncesi: Normal zeka düzeyindeki her bireyin bir iradesi vardır. Ancak depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi bazı psikiyatrik bozukluklarda kişinin kendine güveni azalabilir ve iradesinin zayıf olduğunu düşünebilir. Sigarayı bırakma konusunda kendine güvenmeyen kişilerin psikiyatrik açıdan değerlendirilmeleri yararlı olabilir.

Nikotin yoksunluğuna dayanamayacağı düşüncesi: Sigara ve tütün ürünlerinin bırakılmasından sonra bazı bireylerde değişen şiddetlerde nikotin yoksunluk bulguları olur ve 1-2 günden birkaç haftaya kadar sürebilir. Bu durumda çeşitli ilaç tedavileri, nikotin bantları ile davranışsal ve bilişsel müdahaleler yararlı olabilir.

Kilo alacağı endişesi: Sigara ve tütün ürünlerinin bırakılmasıyla mutlaka kilo alınmaz. Düzenli egzersiz ve diyet ile bu risk aşılabilir. Kullanımın yol açtığı risklerin, kilo almaya oranla çok daha ciddi sonuçları olduğu düşünülmelidir.


3. Dönem: (Bırakmaya hazır olanlar). Bunlar 1 ay içinde bırakmayı düşünenlerdir. Bu gruptakiler, sigaranın ve tütün ürünlerinin hem insanlara hem de kendilerine verdiği zararların farkındadır. Bu ürünleri bıraktıklarında bedensel risklerin azalacağını düşünürler. Nasıl bırakacakları konusunda planlama yaparlar.


4. Dönem: (Bırakma eylemi içinde olanlar). Bunlar bu ürünleri çeşitli yöntemlerle kullanmayı bırakmış ve 6 aydır kullanmamış olanlardır. Bu gruptakiler, kendi kendilerine veya çeşitli yardımlarla veya ilaç kullanarak bu ürünleri bırakmıştır. Bırakmak için bilimsel yöntemlerin tercih edilmesi önerilmelidir.

5. Dönem: (Bırakmış durumda olanlar). En az 6 aydır bu ürünleri kullanmayanlardır. Bu gruptakiler için en büyük tehlike tekrar başlamaktır.

4. veya 5.dönem içinde olanların tek bir kez bu ürünleri kullanmamaları önerilir. Eğer tek bir kez kullanımları olursa, bunu bir hata olarak değerlendirmeli ve tekrarlamamaya çalışmalıdır.

Sigara ve tütün kullanımı olanlar hayatlarında birkaç kez bırakma girişiminde bulunmuş olabilirler. Her bırakma girişiminin bazı şeyler öğrettiği düşünülmeli ve yeni bırakma girişimlerinde daha başarılı olunacağı pozitif düşüncesi ile hareket edilmelidir.

Sigara bırakılabilir mi?

Sigara vazgeçilebilir bir alışkanlıktır. Sigaraya karşı alınan önlemler ve eğitim programları sonucu, Amerika'da 36 milyon, Fransa'da 8 milyon ve İsviçre'de 1 milyon kişinin sigarayı bıraktığı bilinmektedir.. Sigara içenlerin %20’sinin nikotin bağımlısı haline geldiği, çoğunun sigarayı bırakmayı denediği, ancak %15’ten az bir kısmının başarılı olduğu bildirilmiştir. Sigarayı bırakmak için herhangi bir yardım almayanlarda bırakma oranı %10’un altında kalırken, sigarayı bırakmayla ilgili yardım alanlarda hem sigarayı bırakma süreci daha sağlıklı yaşanmakta, hem de sigarayı bırakma oranı artmaktadır.

Sadece hekimin sigara içme davranışını sorgulayıp önerilerde bulunması sonucu sigarayı bırakma oranı üç ayda %3’e çıkmakta, hemşirenin de bilgi ve öneriyi pekiştirmesiyle bu oran %7.2 olmaktadır.

Her yıl sigara içenlerin %70’i bırakmayı düşünmekte, 1/3’ü de bırakmayı denemektedir. Fakat kendi başına deneyenlerin %98’i sonraki bir yıl içinde yeniden sigaraya başlamaktadır. Sigara içimi/bağımlılığı Dünya Sağlık Örgütü tanımıyla bir hastalık olan sigara bağımlılığının tedavisi hekimin görevleri arasındadır. Sağlık kuruluşlarına başvuran olguların hangi nedenle gelmiş olursa olsunlar sigara içme durumları kesinlikle sorgulanmalıdır.

Sigara içme davranışında sosyal öğrenmenin önemli bir yeri olduğu, sigaraya başlamanın önlenmesinde ve bırakmanın teşvik edilmesinde gençlerin örnek aldıklar kişilerin özendirici tarzda sigara kullanmamaları ve sigarayı bırakmalarının etkisi gösterilmiştir.

Sigara bırakma pek çok madde bağımlılıklarında olduğu gibi birinci derecede kişinin kendi isteği, kararı ve iradesiyle ilişkilidir. Hekimlerin bu konudaki rolü sigaranın zararları ve bırakma yöntemleri konusunda bilgilendirici, özendirici ve destekleyici olmak, ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal yoksunluk belirtilerini ortadan kaldırmaya yönelik gerekli tıbbi yardımlarda bulunmak ve bırakma eyleminin devamını sağlamak için bireyi desteklemektir

Sigara içiminde; davranış alışkanlığı, fizik ve psikolojik bağımlılık rol oynamaktadır. Sigaranın bırakılmasına yardımcı olmak için bir çok yöntem geliştirilmiştir. Bütün sigara bırakma yöntemlerinin sigaranın bırakılmasındaki başarıları farklı olmakla birlikte amaçları kişide sigara içimine bağlı gelişen psikolojik bağımlılığın ve fiziksel bağımlılığının üstesinden gelmektir.Sigara bıraktırma yöntemlerinin hiç biri tek başına %100 etkili değildir. En başarılı sonuçlar ruhsal tedavilerin ilaç tedavileriyle birlikte kullanımı ile elde edilmektedir. Bunların başlıcaları bilişsel davranışçı terapi, bireysel ya da grup terapileri, hipnoz, ruhsal eğitim ve bilgilendirme yaklaşımlarını içerir.

Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM’de uygulanan ve 4 eğitim seansından oluşan bir Sigara Bırakma Programı’na başvuran hastaların    % 20’sinin sigarayı bıraktığı, % 36,7’sinin azalttığı, % 43’ünün ise sigaraya aynı miktarlarda devam ettiği saptanmıştır. “Sigarayı azaltma ve bırakma oranları” birlikte ele alındığında ise bu oran bir seans katılanlar için % 50, iki seans katılanlar için % 57, üç seans katılanlar için % 60, dört seans katılanlar için % 67’dir. Eğitim seanslarına devam edildiğinde sigara içme davranışında değişin sürdüğü vurgulanmaktadır.

 Sigarayı bıraktıktan sonra...


1.) Sigarayı bıraktıktan 2 saat sonra nikotin vücudunuzu terk etmeye başlar.

2.) 6 saat sonra kalp atış hızı ve kan basıncı düşmeye başlar.

3.) 12 saat sonra sigara dumanından kaynaklanan zehirli karbonmonoksit kan dolaşımınızdan temizlenir ve ciğerlerinizin daha iyi çalışmasını sağlar.

4.) 2 gün sonra tat ve koku duyularınız keskinleşir.

5.) 2-12 hafta içinde kan dolaşımı iyileşir, bu da yürüme, koşma gibi fiziksel aktiviteleri kolaylaştırır.

6.) 3-9 hafta sonra öksürme, nefes darlığı, hırıltı gibi problemler azalır ve akciğerleriniz güçlenir.

7.) 5 yıl içinde kalp krizi riski yarı yarıya azalır.

8.) 10 yıl sonra akciğer kanseri riski yarıya inerken kalp krizi riski hiç sigara içmemiş bir kişinin riskiyle aynı orana düşer.

Sigara Bağımlılığı (Tütün Kullanım Bozukluğu) ile Mücadele

Sigara bağımlılığı ile mücadelede bilişsel davranışçı terapi, şema terapi, grup terapileri ve farmakoterapi etkilidir (Bal, 2019; Çelik ve Sevi, 2020; Tonnesen ve ark., 1988; Yeşildal ve ark., 2014). Basamaklı bakım yaklaşımına göre, sigara bırakmayı ilk defa deneyen bireyler için farmakolojik müdahalede bulunmadan terapiden yararlanmaları önerilmektedir. Terapiden fayda sağlayamayan bireyler için nikotinin yerine etkili olacak ilaç müdahalesi önerilmektedir (Tonnesen ve ark., 1988). Nikotin içeren sakızlardan da bu süreçte yararlanılmaktadır. İlaç müdahalesi ile nikotine bağlı etkiler kontrol altına alınarak sürecin daha konforlu geçmesi hedeflenmektedir.

Bal (2019) yaptığı araştırmanın sonucunda şema terapinin etkinliğini kanıtlayarak Sigarayı Bırakma Merkezleri'nde sigarayı bırakma yaklaşımı olarak kullanılmasını önermiştir. Sigara bağımlılığında etkili bir diğer yaklaşım bilişsel davranışçı terapidir. 130 katılımcının yer aldığı ve bilişsel davranışçı yönelimli bir grup psikoterapisi uygulandığı çalışmada 1 yıllık sürenin sonunda %38’i sigaradan arınmıştır (Yeşildal ve ark., 2014). Bilişsel davranışçı terapi ilaç müdahalesi ile birleştirildiğinde sigara bırakma sürecinde başarılı olduğu görülmektedir. Bilişsel davranışçı terapi, duygu durum yönetimi, uyarıcı kontrolü ve baş etme stratejileri ile sigarayı bırakmada yardımcı olduğu görülmektedir., sigarayı bırakmanın yanı sıra bırakma halinin devamlılığı da önemlidir (Çelik ve Sevi, 2020). Sigarayı bırakmanın ardından alkol ve eroin ile benzer olarak bırakanları %75’i 6 ayda tekrar ortaya çıkmaktadır (Benowitz, 1988). Bilişsel davranışçı terapi, bırakma halinin devamlılığında da başarılı bir seçenek olarak değerlendirilmiştir (Çelik ve Sevi, 2020).

Sigarayı bırakmak için 10 adım:


1.) Bırakma gününüzü belirleyin

2.) Çevrenizdeki bütün sigara, çakmak, kibrit ve kül tablalarını uzaklaştırın

3.) Küçük hedefler koyun

4.) Kendinizi oyalayacak uğraşlar bulun

5.) Sık sık dişlerinizi fırçalayın ve duş alın

6.) Beslenmenize dikkat edin, bol su için

7.) Sigara isteğinizi tetikleyecek etkenlerden uzak durun

8.) Sakız çiğneyerek veya bitki çayı içerek sigara içme isteğinizin önüne geçin

9.) Temiz hava alın, hareket edin

10.) Canınız sigara isterse 10 kez derin nefes alıp verin




 

KAYNAKLAR

American Psychiatric Association. (2013). Tobacco-related disorders. Diagnostic and statistical manual of mental disorders. Washington, DC: American Psychiatric Publishing, 571-574. https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596.dsm16

Bal, F. (2019). Şema terapinin sigarayı bırakma davranışı üzerindeki etkisinin incelenmesi. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 6(1), 187-199.

Benowitz, N. L. (1988). Pharmacologic aspects of cigarette smoking and nicotine addiction. New England Journal Of Medicine, 319(20), 1318-1330. https://doi.org/10.1056/nejm198811173192005

Benwell, M. E., Balfour, D. J. ve Anderson, J. M. (1988). Evidence that tobacco smoking increases the density of nicotine binding sites in human brain. Journal of Neurochemistry, 50(4), 1243-1247. https://doi.org/10.1111/j.1471-4159.1988.tb10600.x

Çelik, Z. H. ve Sevi, O. M. Sigarayı bırakma tedavisinde bilişsel davranışçı terapinin etkililiği: sistematik bir gözden geçirme. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 12(1), 54-71. https://doi.org/10.18863/pgy.534638

Dani, J. A. ve Harris, R. A. (2005). Nicotine addiction and comorbidity with alcohol abuse and mental illness. Nature Neuroscience, 8(11), 1465-1470. https://doi.org/10.1038/nn1580

Grant, B.F., Hasin, D.S., Chou, S.P., Stinson, F.S. ve Dawson, D.A. Nicotine dependence and psychiatric disorders in the United States: results from the national epidemiologic survey on alcohol and related conditions. Archives of General Psychiatry. 61(11), 1107–1115. https://doi.org/10.1001/archpsyc.61.11.1107

Tonnesen, P., Fryd, V., Hansen, M., Helsted, J., Gunnersen, A. B., Forchammer, H. ve Stockner, M. (1988). Effect of nicotine chewing gum in combination with group counseling on the cessation of smoking. New England Journal of Medicine, 318(1), 15-18.  https://doi.org/10.1056/nejm198801073180104

Türkiye Yeşilay Cemiyeti (2016). Sigara vücudun düşmanı (7. Bs.). İstanbul: TBM Alan Kitaplığı Dizisi.

Yeşildal, A., Oğuz, G., Güven, M., Sungur, M. Z. ve Üstünuçar, İ. (2014). Sigara bağımlılığı tedavisinde bilişsel davranışçı grup terapisi. Bağımlılık Dergisi, 15(2), 76-84.

https://www.yedam.org.tr/tutun-bagimliligi

https://cemkaya.net/sorunlar/sigara-bagimliligi-113

https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/46/nikotin-sigara-bagimliligi