Bipolar II Bozukluğu Nedir?
Bipolar bozukluk, dünya
çapında genel popülasyonun %2-3'ünü etkiler. Sıklıkla tekrarlayan, düzelen bir
seyir izleyen, yaygın ve kronik bir bozukluktur (Martin ve Smith, 2013).
Bipolar bozukluğun çeşitliliği, depresif, manik (yüksek enerji, yaratıcılık ve
aşırı neşelilik hali), hipomanik ataklar (maninin daha az şiddetli hali),
karışık duygusal durumlar, hızlı döngü ve ataklar arasındaki psikoz dahil olmak
üzere birçok farklı biçimdedir. Bireylerin belirtilerinin şiddeti, atakların
süresi, atak sayısı, ataklar arasındaki iyileşme derecesi ve polarite paterni
(birbirine zıt etkiye sahip iki kutba sahip olma hali) büyük farklılıklar
gösterir (Bauer ve ark., 2018). Bipolar bozukluğun klinik yapısının
karmaşıklığı nedeniyle fark edilmesinde önemli bir gecikme vardır. Bu nedenle
erkenden fark etme ve erkenden yapılan müdahale, bozukluğun seyrine ilişin
öngörüyü iyileştirmek, müdahaleyi sağlamak ve rahatsızlığın yükünü azaltmak
için önemlidir. Bipolar bozukluğun en yaygın ve şiddetli iki alt tipi bipolar I
bozukluk ve bipolar II bozukluktur. Bipolar I bozukluk, bir veya daha fazla
majör depresif dönemin eşlik ettiği en az bir manik veya karma dönemin ortaya
çıkması şeklinde tanımlanmaktadır. Bipolar II bozukluk ise, bir veya daha fazla
majör depresif dönem ve en az bir hipomani dönemi ile tanımlanır.
Araştırmalarda, kalıtsal özelliklerin veya genetik faktörlerin bipolar I veya
bipolar II bozukluğunun gelişimini etkilediği görülmektedir. Örneğin aile, ikiz
ve evlat edinme çalışmaları, bipolar bozukluğa genetik etkinin güçlü
desteklerini sağlar (Kelsoe, 2003).
DSM- 5’e göre Bipolar II Bozukluk
Kriterleri
- En az bir hipomani dönemi ve en az bir majör depresif dönem için kriterler karşılanmıştır.
- Hiçbir zaman manik dönem olmamıştır.
- Hipomani dönem(ler)inin
ve majör depresif atak(lar)ın ortaya çıkışı, şizoaffektif bozukluk, şizofreni,
şizofreniform bozukluk, sanrılı bozukluk veya diğer tanımlanmış veya
belirtilmemiş şizofreni spektrumu ve diğer psikotik bozukluklarla daha iyi
açıklanamaz.
- Depresyon belirtileri ya
da depresyon ve hipomani dönemleri arasındaki sık geçişin neden olduğu
öngörülemezlik, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle
ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden
olur.
- Ortaya çıkış kriterlerini
karşılamak için majör depresif dönemin en az 2 hafta sürmesi ve hipomanik
dönemin en az 4 gün sürmesi gerekir. Duygudurum dönemleri sırasında, günün
büyük bir bölümünde veya neredeyse her gün gerekli sayıda belirti mevcut
olmalıdır. Ayrıca bireyde olağan davranış ve işlevsellikte gözle görülür bir
değişiklik bulunmalıdır. Bozukluğun seyri sırasında bir manik dönemin varlığı
bipolar II bozukluğun ortaya çıkışını engeller. Depresif dönemler veya hipomani
dalgalanmaları, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya veya toplumsal, işle
ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden
olmalıdır. Ancak hipomani dönemleri için bu şartın karşılanması gerekmez. Önemli
bir bozulmaya neden olan bir hipomani dönemi, muhtemelen manik dönem
belirtisinde ömür boyu bipolar I bozukluğun ortaya çıkışı için yeterli
olacaktır. Tekrarlayan majör depresif ataklar, bipolar I bozuklukta meydana
gelenlerden genellikle daha sık ve daha uzundur (APA, 2013).
Bipolar II Bozukluğun Klinik Belirtileri
Bipolar II bozukluğu olan
kişiler tipik olarak bir majör depresif dönem sırasında bir klinisyene
başvururlar ve başlangıçta hipomaniden yakınmaları pek olası değildir. Tipik
olarak, hipomani dönemleri bozulmaya neden olmaz. Bunun yerine, bozulma, majör
depresif dönemlerden, öngörülemeyen duygudurum değişikliklerinin dalgalı,
güvenilmez olmasından ve kişilerarası ya da mesleki işlevsellikteki kalıcı bir
örüntüden kaynaklanır. Bipolar II bozukluğu olan bireyler, hipomani dönemlerini
patolojik veya dezavantajlı olarak görmeyebilirler. Ancak çevresindekiler
bireyin düzensiz davranışından rahatsız olabilir. Yakın arkadaşlar veya
akrabalar gibi diğer bilgi kaynaklarından alınan klinik bilgiler, bipolar II
bozukluğunun ortaya çıkış sebebini koymada genellikle yararlı olmaktadır (APA,
2013).
Bir hipomani dönemi,
majör bir depresif dönemin remisyonunu (bozukluk aktivitesinin bulunmadığı
durumlar) takip edebilen birkaç günlük ötimi (normal duygudurum) ve restore
edilmiş enerji veya aktivite ile karıştırılmamalıdır. Manik ve hipomani dönemi
arasındaki süre ve şiddet açısından önemli farklılıklara rağmen, bipolar II
bozukluğu, bipolar I bozukluğun "daha hafif bir formu" değildir.
Bipolar I bozukluğu olan bireylerle karşılaştırıldığında, bipolar II bozukluğu
olan bireyler daha fazla bozukluk kronikliğine sahiptir. Ortalama olarak
rahatsızlığın şiddetli ve/veya engelleyici olabilen depresif evresinde daha
fazla zaman harcarlar. Bir hipomani dönemiyle birlikte ortaya çıkan depresif
belirtiler veya bir depresif dönemle birlikte ortaya çıkan hipomani
belirtileri, bipolar bozukluğu olan bireylerde yaygındır. Karışık özelliklere
sahip hipomani yaşayan kişiler, belirtilerini hipomani olarak
etiketlemeyebilirler. Bunun yerine onları artan enerji veya sinirlilik ile
depresyon olarak deneyimleyebilirler. Bipolar II bozukluğunun ortak bir
özelliği, cazip gelen intiharlara ve madde kullanım bozukluklarına katkıda
bulunabilen dürtüselliktir. Dürtüsellik aynı zamanda bir kişilik bozukluğundan,
madde kullanım bozukluğundan, kaygı bozukluğundan, başka bir zihinsel
bozukluktan veya tıbbi bir durumdan da kaynaklanabilir. Bipolar II bozukluğunun
12 aylık yaygınlığı uluslararası olarak %0,3'tür. Pediatrik bipolar II
bozukluğunun yaygınlık oranını belirlemek zordur. Bipolar I, bipolar II ve
başka şekilde tanımlanmayan bipolar bozukluk, uluslararası topluluk
örneklemlerinde %1,8'lik bir birleşik yaygınlık oranı sağlarken, 12 yaş ve
üzeri gençlerde daha yüksek oranlar (%2,7 dahil) bulunmaktadır (APA, 2013).
Bipolar II Bozukluğu Tedavisi
Bipolar II ozuklukta
zayıflatıcı duygudurum döngüleriyle mücadele etmek için birkaç güçlü
farmakolojik araç olmasına rağmen, tek başına ilaç tedavisine yanıt en iyi
çözüm yolu olmaktan uzaktır. Akut mani ataklarından kurtulmak uzun bir süreçtir
ve sonuç genellikle olumsuzdur. Bireyler, maniden hastaneye yatıştan sonra,
zamanın sadece %25'inde işlevlerini tamamen iyileştirir (Keck ve ark., 1998).
Bipolar depresyondan tam iyileşme, unipolar depresyondan tam iyileşmeye kıyasla
daha seyrektir (Sachs ve ark., 2007). Bipolar bozuklukta iyileşme olasılığının
tahmini, ilaç rejimlerine tam uyumu gerektirir. Bunun da belirlenen zamanda
gerçekleşme olasılığı azdır (Colom ve ark., 2005). Psikoterapi, hem ilaç
tedavisinin ürettiği eşik altı iyileştirmenin hem de müdahaleye uyumla ilgili
önemli sorunları ele alabilmektedir. Kalıntı belirtileri olan bireylerde
bozukluğun yeniden nüksetme olasılığı daha yüksek olduğundan (Perlis ve ark.,
2006), iyileşmeye yönelik boşluğu kapatmak, fonksiyonu artırarak ve sonraki
atakları önleyerek bireye çok büyük fayda sağlayacaktır. Miklowitz (2008),
bipolar bozukluk için yardımcı psikoterapinin kullanılmasına ilişkin kanıt
temelini gözden geçirmiştir.18 randomize kontrollü araştırmadan 17'sinin,
tedaviyi psikoterapi ile birleştirmenin nüksleri önleyebileceğini ve atak
uzunluğunu kısaltabileceğini gösterdiğini bulmuştur. Ayrıca, psikoterapi sona
erdikten sonraki iki yıllık bir süre boyunca, bireyin psikososyal işleyişinde
sürekli bir fayda olduğunu belirtmiştir. Bipolar bozukluktan mustarip olan bireyler
için yapılan klinik deneylerde birkaç farklı psikososyal müdahale türünün
etkili olduğu gösterilmiştir. Bipolar bozukluğu bulunan kişilerde, bilişsel
davranışçı terapiyi ilaçla birleştirmeye odaklanılmış olsa da hangi psikoterapi
yönteminin uygulanacağı seçimi, kişinin durumuna, yeteneklerine ve tercihlerine
bağlı olarak kişiselleştirilmelidir.
Bipolar II bozukluk için
faydalı olduğu gösterilen tüm psikoterapilerin, Lam ve arkadaşları (2009)
tarafından gözden geçirildiği bazı benzerlikleri vardır. İnceledikleri
müdahaleler, karmaşık psikoeğitim, bilişsel davranışçı terapi, aile odaklı
terapi ve kişilerarası-sosyal ritim terapisini içermektedir. İnceleme,
müdahalelerin her birinde bu ortak temaları belirlemiştir: bir stres-diyatez
modelinin kullanılması, psikoeğitim ve ilaç uyumuna önemli ölçüde odaklanma,
bireylere kendi kendini izlemeyi öğretmeye vurgu, düzenli bir yaşam tarzı
üretmek için yaratıcı yaşam tarzı değişiklikleri ve bireyin istikrarlı bir ruh
hali sürdürmesine yardımcı olacak öngörülebilir yapı. Terapilerin her birinde
benzer ve etkili olarak tanımlanan ek özellikler, problem çözmeyi ve nüksetmeyi
önlemeyi teşvik etmeyi içeriyordu. Bu meta-analiz, ilaç tedavisinin sistematik
olarak türetilmiş bu terapilerden biriyle beraber ilerletilmesinin, kontrol
gruplarına kıyasla bireylerin fonksiyonları ile belirtilerini önemli ölçüde
iyileştirdiğini ve nüksü geciktirdiğini veya önlediğini göstermiştir (Lam ve
ark., 2009).
BİPOLAR II BOZUKLUĞU GÖRÜŞME VİDEOSU
BİPOLAR II BOZUKLUĞU İLE İLGİLİ FİLM ÖNERİLERİ
BİPOLAR II BOZUKLUĞU İLE İLGİLİ KİTAP ÖNERİLERİ
0 Yorumlar