Alışveriş
Bağımlılığı (Onyomani)
Alışveriş bağımlılığı önemli ölçüde bozulmaya, sosyal ve/veya mesleki işlevselliğe müdahaleye neden olan ve genellikle yasal veya finansal sorunlara yol açan aşırı alışverişle sonuçlanan dürtüler ve zorlayıcı davranışlarla karakterizedir (McElroy ve ark., 1994). Alışveriş bağımlılığının toplumda görülme oranı son yirmi yılda önemli ölçüde artmıştır ve araştırmacılardan giderek daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. Alışveriş bağımlılığının kategorilendirilmemiş olmasıyla birlikte DSM-5 ya da ICD-10 gibi bozukluk sınıflandırma sistemlerine de dahil edilmemiştir (Tavares ve ark., 2008). Kimi araştırmacılar alışveriş bağımlılığını, alkol ve madde bağımlığı gibi olan bir bağımlılık bozukluğu olduğunu düşünürken (Glatt ve Cook, 1987), diğer araştırmacılar bunun obsesif kompülsif bozukluğun ya da duygudurum bozukluğunun bir uzantısı olduğunu düşünmektedirler (Hollander ve ark., 1996; Lejoyeux ve ark., 1996).
Klinik
araştırmalar alışveriş bağımlılığına sahip bireylerin %80-%94’ünün kadın
olduğunu (Christenson ve ark., 1994; Schlosser ve ark., 1994) göstermektedir.
Alışveriş bağımlılığının başlangıcının ergenliğin sonları ve 20’li yaşların
başlarında olduğu rapor edilmiştir ve bu durumun aileden özgürleşme ve kredi
kartı kullanmaya başlama ile ilgili olabileceği düşünülmüştür (Black, 2001). Bu
nedenle genç yetişkinlikte kredi kartı kullanmaya başlayan ve alışveriş
bağımlılığına sahip kişilerin yetişkinlik hayatlarına yüklü miktarda bir borçla
başlayabileceği söylenebilir (Tavares ve ark., 2008).
Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani) Kriterleri
McElroy
ve arkadaşları (1994), alışveriş bağımlılığı için standart bir kriter tablosu
geliştirmişlerdir. Bu tablo bireylerin satın alma güdülerine karşı
koyamamaları, satın alma davranışı ile uyumsuz zihinsel meşguliyet ve bununla
süregelen bozulmalardan bahsetmektedir. Bu kriterlere gör, davranışın
gerçekleşmesinde mani ve hipomani durumları hariç bırakılmaktadır. McElroy ve
arkadaşlarına (1994) göre alışveriş bağımlılığı kriterleri şunlardır:
A.
Satın alma ve alışveriş ile uyumsuz zihinsel meşguliyet ya da uyumsuz satın
alma veya alışveriş davranışı ya da güdüleri aşağıdakilerden en az bir tanesi
ile karşılanmaktadır:
1.
Sık sık görülen satın alma ile ya da satın alma güdüsüyle ilgili karşı
koyulamayan, müdahaleci ya da anlamsız zihinsel meşguliyetler,
2.
Maddi olarak gücü yetmeyeceği kadar sıklıkla satın alma yapmak, ihtiyaç
bulunmayan eşyaları sıklıkla satın alma ya da niyetlenenden daha uzun sürelerde
alışveriş yapmak,
B. Belirgin strese yol açan, zaman alıcı olan, sosyal veya mesleki işlevselliğe müdahale eden ya da finansal problemlere yol açan (örn., borç ya da iflas) satın alma ile ilgili zihinsel meşguliyetler, güdüler ya da davranışlar,
C. Hipomani ya da mani durumlarında özellikle ortaya çıkmayan aşırı satın alma ya da alışveriş yapma davranışı.
Bleuler
(1924) alışveriş bağımlılığının ana özelliğinin dürtüsellik olduğunu
belirtmektedir. Bu kişiler bu davranışlarına engel olamamakta hatta kişinin
eğitim seviyesi ile dahi uyuşmayan bir halde kendini göstermektedir. Bu kişiler
farklı bir şekilde düşünememekte, davranışlarının sonuçlarına karşı kayıtsız
kalmakta ve bu davranışlarını bırakma olasılıklarını görememe gibi bir düşünce
yapısına sahiptirler. Bu davranışı gerçekleştirirken kişiler kendilerini
dürtüsel olarak görmezler ve bu davranışlarının doğal olduğu sanrısıyla hareket
ederler. Faber ve O’Guinn (1992) alışveriş bağımlılığını kronik ve tekrarlayan;
durdurulması zor olan ve zararlı sonuçlara yol açan bir davranış olarak
tanımlamıştır. Aynı zamanda bu davranışın olumsuz olaylar ve duygulara yanıt
olarak gerçekleştiğini söylemiştir.
Normal
ile kontrolsüz satın alma arasındaki ayrımı belirlemek önemlidir. Buradaki fark
harcanan para miktarı ya da gelir düzeyi değil, bu zihinsel meşguliyetin ne
kadar büyük olduğu, kişisel stres seviyesi ve olumsuz sonuçların gelişmesidir.
Birçok insan zaman zaman özel günlerde (örn., doğum günleri, bayramlar)
alışveriş çılgınlığına girebilir fakat dönemsel olarak fazla harcamalar yapmak
alışveriş bağımlılığının varlığına dair kanıt oluşturmaz (Tavares ve ark.,
2008).
Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani) Belirtileri
Alışveriş
bağımlılığı olan kişilere çabucak tanı koymak kolay değildir. Zira kısa süre
içerisinde hastalık kendisini belli etmez. Bu sebeple, olası tüm belirtiler ve
bulgular dikkate alınmalıdır. Bireylerin alışveriş yaptıkları zamanlarda
harcadıkları para miktarı, son iki yılda çok fazla miktarda artış göstermiştir.
Alışveriş yapılması gerektiği vakit hazırlanan alışveriş listesinin çok fazla
dışına çıkıldığı ve aşırı harcama yapıldığı da görülmüştür. Bireyin alışveriş yaparken
gereğinden fazla alışveriş yaptığını fark etse dahi kendini durdurmakta güçlük
çekmesi, en sık görülen belirtiler arasındadır.
Hastanın ailesi de bu durumdan olumsuz etkilenebilir ve rahatsız olabilir. Hatta hayal kırıklığına uğrayabilirler. Bu durumda hastanın çevresi de hastayı uyarmaya çalışabilir. Zira fark edilir şekilde kontrolsüz bir alışveriş sıklığı söz konusudur. Çeşitli sebeplerle kendini gösteren onyomaninin belirtilerini ise genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
·
Kişinin kendisini iyi hissetmediği anlarda
para harcamak için güçlü bir istek duyması
· Yaşam sorunlarını ortadan kaldırmanın çok
güç olduğu anlarda para harcamak için güçlü bir istek duyma
·
Alışveriş yapınca rahatlayıp güçlü
hissetme ve mutlu olma
·
Harcanan para miktarının son 1-2 yılda çok
ciddi artış göstermesi
·
Harcamaların bireyin aile ya da yakın
çevresinde olumsuz durumlar yaratması
·
Planladığından daha fazla alışveriş yapma
·
Harcamaya başladıktan sonra kişinin
kendini durdurmakta zorlanması
· Aşırı alışveriş yapma durumunu takiben
çevrenizden bu yönde eleştiriler gelmesi ve yakınlarınızın durumun kontrolünüz
dışında olduğunu söylemeleri
Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani) Nedenleri
Alışveriş
bağımlılığı çeşitli sebeplerden ötürü ortaya çıkmaktadır. Bu psikolojik
rahatsızlığın başlıca sebepleri; ruhsal, sosyal ve biyolojik durumlardır. Bu
tip durumlar, alışveriş bağımlılığını tetikleyebilmektedir. Ayrıca ruhsal
durumlar çoğunlukla bireyin kendisinde olan, ancak bireyin bilmediği ya da fark
etmediği bozukluklardan dolayı kaynaklanabilmektedir. Ruhsal bozukluk söz
konusu olduğunda, çoğunlukla bipolar bozukluğu bireylerde kendini
göstermektedir. Aynı zamanda depresyona yatkın olan bireylerde de onyomaninin
görülmesi mümkündür. Bipolar bozuklluğa dair daha detaylı bilgi sahibi olmak
isterseniz ''Bipolar Bozukluk'', depresyona dair daha fazla bilgi sahibi olmak
için ise ''Depresyon'' başlıklı içeriklerimizi okuyabilirsiniz.
Bu
rahatsızlığa sebebiyet veren diğer etkenlerden biri de sosyal durumlardır.
Sosyal sebep olarak, toplum değerleri en ön sırada gelmektedir. Toplumun
tüketime verdiği değer ve önem, bu konudaki en büyük faktör olup kolay bir
şekilde yapılabilen internet alışverişi, kredi kartları ve para çekme imkânları,
bireyleri alışveriş bağımlılığına yönlendirmektedir.
Bu
rahatsızlığa sebebiyet veren diğer etkenlerden biri de sosyal durumlardır.
Sosyal sebep olarak, toplum değerleri en ön sırada gelmektedir. Toplumun
tüketime verdiği değer ve önem, bu konudaki en büyük faktör olup kolay bir
şekilde yapılabilen internet alışverişi, kredi kartları ve para çekme
imkânları, bireyleri alışveriş bağımlılığına yönlendirmektedir.
Alışveriş bağımlılığındaki davranışsal ve klinik dışavurumlar hakkında şunlardan bahsedilebilir:
Birçok
alışveriş bağımlısı, davranışlarını tekrarlayan, alışverişle ilgili müdahaleci
düşüncelere sahip, direnmeye çalıştıkları, genellikle pek başarılı olamamış
olarak tanımlar (Bernik ve ark., 1996; Christenson ve ark., 1994). Alışveriş
bağımlılığının karmaşık doğasına dair Nataraajan ve Goff (1991) iki bağımsız
durum sunmuştur: satın alma itkisi ya da isteği ve satın almaya karşı kontrol
sağlama. Bu şemada alışveriş bağımlılığı yüksek itki ve düşük kontrol ile
ortaya çıkmaktadır. Bu gözlemler, klinik raporlarda belirtilen ve alışveriş
bağımlılarının satın alma ve harcama yapmaya dair zihinsel meşguliyetleri ve bu
güdüleri karşısında düşük kontrole sahip olmalarıyla örtüşmektedir. Bu kişiler
tipik olarak her hafta, birçok saatlerini bu alışveriş davranışları ile
harcarlar (Christenson ve ark., 1994; Schlosser ve ark., 1994). Alışveriş
yapanlar genellikle yeni giyim tarzlarına ve ürünlere duydukları yoğun ilgiyle
tutarlı olarak harika bir moda anlayışı sergilerler.
Alışveriş bağımlılığına sahip bireyler, ancak bir satın alma davranışını tamamladıklarında hafifleyecek olan yükselen bir kaygıdan bahsederler (Christenson ve ark., 1994). Gerçek alışveriş deneyimi bu kişiler için oldukça yoğun tarif edilir ve hatta kimisi için bu, cinsel bir hissiyat gibi anlatılır (Schlosser ve ark., 1994). Satın alma ile biten bir davranış genellikle kişinin kendisinden mahcup olma ya da hayal kırıklığına uğrama hissi ile devam eder. Satın alınan eşyalar bir dolapta ya da çatı katında saklanabilir ve kullanılmayabilir veya mağazaya geri iade edilebilir.
Alışveriş
deneyimi genellikle tek başına yapılır ve alınan eşyalar kişinin kendisi için
alınmıştır. Alışveriş bağımlıları kimi zaman partnerleri, eşleri, çocukları ya
da arkadaşları için de yüklü harcamalar yapabilir. Bu davranışlar, lüks
alışveriş merkezlerinden konsinye mağazalarına veya garaj satışlarına kadar
herhangi bir alışveriş mekânında ortaya çıkabilir. İnternet ve katalog
alışverişi de alışveriş bağımlıları arasında popülerdir (Schlosser ve ark., 1994).
Giyim, ayakkabı, mücevher ve makyaj alışveriş bağımlıları tarafından satın alınan favori ürünlerdir; bazı bireyler, çekiciliğine göre veya bir pazarlık olduğu için bir ürünü satın alabilirler. Satın alınan nesnelerin duygusal önemine bakıldığında, kendi başlarına büyük veya pahalı olmasalar da bu öğelerin kişisel ve sosyal kimlik ihtiyaçlarına hitap ettiği gözlemlenebilmektedir (Dittmar ve ark., 1996; Schlosser ve ark., 1994). Yine de bu açıklama her alışveriş bağımlısı olan birey için geçerli değildir.
Kompülsif alışveriş davranışı bütün bir yıl boyunca devam eder fakat kimi danışanlar bu harcamaların ‘‘tıkanmalarda’’ olduğunu belirtmektedir. Miltenberger ve arkadaşları (2004) öfke, kaygı, sıkılganlık ve öz eleştirel düşünceler gibi olumsuz duyguların alışveriş bağımlılığına sahip kimi kişilerde tıkanmalara sebebiyet vereceğini ve bununla birlikte coşku ve rahatlama gibi olumlu duyguların ise alışveriş davranışının sonucu olduğunu belirtmiştir. Lejoyeux ve arkadaşları (1996), kimi kişiler için, tıpkı bulimiyadaki gibi, kontrol edilemez satın almanın depresif hisleri telafi etme mekanizması olarak kullanılabiliyor olacağını belirtmiştir. Faber ve O'Guinn(1992), alışveriş davranışının, düşük özgüvene sahip insanlar için bir tanınma ve kabul duygusu sağlayabileceğini ancak günlük angaryalarından bir kaçış sağlarken öfke veya saldırganlık göstermelerine neden olduğunda sorunlu hale gelebileceğini belirtmiştir.
Alışveriş bağımlılığının duygudurum ve kaygı bozuklukları, madde kullanımı bozuklukları ve yeme bozuklukları ile görülebileceği belirtilmiştir (Black, 2001; Christenson ve ark., 1994; Schlosser ve ark., 1994). Frost ve arkadaşları (1998) kontrolden çıkmış olan alışveriş yapma davranışının obsesif kompülsif bireylerdeki biriktiricilik davranışı ile görülebileceğini belirtmiştir. Bununla birlikte, patolojik kumarcılardaki bahis oynama davranışına benzer olarak alışveriş bağımlılarında satın alma davranışına karşı çıkmanın bir bahsi kaybetme hissine yol açtığı düşünülmektedir. Bu his, biriktiricilik bozukluğundaki potansiyel olarak değerli bir şeyi kaybetme korkusu ile benzemektedir.
Alışveriş
bağımlılığı ile diğer dürtü kontrol bozukluklarının ilişkileri de
araştırılmıştır. Buna göre, deri yolma, tıkanırcasına yeme ve diğer dürtü
kontrol bozuklukları ile alışveriş bağımlılığı arasında önemli düzeyde eş
zamanlılık bulunmuştur (Christenson ve ark., 1994; Schlosser ve ark., 1994).
Alışveriş
bağımlılığında kişilik bozuklukları da ortak olarak görülebilmektedir. Black ve
arkadaşları (1998), alışveriş bağımlılarında borderline, antisosyal ve
narsistik kişilik bozukluklarının en sık görüldüğünü ortaya koymuştur.
Black
(2001), alışveriş bağımlılığının ortaya çıkmasında sosyokültürel mekanizmalar
hakkında, bu davranışın en çok gelişmiş ülkelerde görüldüğünü ve bu bağımlılığın
görülmesine neden olan ana faktörler arasında pazara yönelik ekonomi, ürün
çeşitlerinin bulunma durumu, harcanabilir gelir ve önemli ölçüde boş zamana
sahip olmayı saymıştır. Alışveriş bağımlılığının genetik yatkınlığını ortaya
çıkarmak için yapılan araştırmalar kısıtlı olmakla birlikte, genel popülasyonla
karşılaştırıldığında, alışveriş bağımlılığına sahip kişilerin yakınlarında da
aynı davranışın bulunma oranı daha yüksektir (Black ve ark., 1998; McElroy ve
ark., 1994).
Alışveriş
bağımlılığına klinik yaklaşımlar arasında bir standart belirlenmemiş olup erken
yaşam deneyimlerini ele alan psikanalitik yaklaşım ve maruz bırakma ile yanıt
önleme müdahalelerini içeren bireysel ya da grup terapisi şeklinde
bilişsel-davranışsal modeller önerilmektedir. Bunlarla birlikte,
psikofarmakolojik müdahaleler de bu bağımlılıkta kullanılabilmektedir (Tavares
ve ark., 2008).
Alışveriş
Bağımlılığı (Onyomani) Tedavisi
Hastalığın
başlangıcının ve anlaşılmasının ortalama 6 ila 12 yıl arasında olmasından
dolayı, alışveriş bağımlılığı kolaylıkla anlaşılabilen bir rahatsızlık
değildir. Bu sebeple, belirtileri fark eden bireyler bir an önce uzman bir
psikoloğa danışmalıdır. Eğer bireyin kendisi değil de yakın çevresinden kişiler
alışveriş bağımlılığını fark etmiş ya da şüphelenmişse, ilgili bireyi bir
psikoloğa danışması konusunda ikna etmeleri gerekmektedir. Alışveriş
bağımlılığının 2 çeşit tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bunlar; psikoterapi ve
ilaç tedavisi uygulamalarıdır.
İlaç
tedavisi yönteminde, birtakım ilaçlar düzenli ve belirli bir süre boyunca
kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, zihindeki meşguliyeti ortadan kaldırma konusunda
faydalıdır. Böylece, hastalığın tedavisine büyük oranda yardımcı olurlar.
Psikoterapi tedavi yönteminde ise alışveriş bağımlılığına sebebiyet veren öz
güven problemini çözmek amaçlanır. Vakit kaybetmeden uzman bir psikoloğa
başvurmak, onyomani tedavisinde son derece önemlidir.
KAYNAKLAR
Bernik,
M.A., Akerman, D., Amaral, J.A. ve Braun, R.C. (1996). Cue exposure in
compulsive buying. The Journal of Clinical Psychiatry, 57(2), 90.
Black,
D.W. (2001). Compulsive buying disorder: definition, assessment, epidemiology
and clinical management. CNS Drugs, 15(1), 17-27. https://doi.org/10.2165/00023210-200115010-00003.
Black,
D.W., Repertinger, S., Gaffney, G.R. ve Gabel, J. (1998). Family history and
psychiatric comorbidity in persons with compulsive buying: preliminary
findings. The American Journal of Psychiatry, 155(7), 960-963. https://doi.org/10.1176/ajp.155.7.960.
Bleuler,
E. (1924). Textbook of Psychiatry. McMillan
Christenson,
G.A., Faber, R.J., de Zwaan, M., Raymond, N.C., Specker, S.M., Ekern, M.D.,
Mackenzie, T.B., Crosby, R.D., Crow, S.J. ve Eckert, E.D. (1994). Compulsive
buying: descriptive characteristics and Psychiatric comorbidity. The Journal of
Clinical Psychiatry, 55(1), 5-11.
Dittmar,
H., Beattie, J. ve Friese, S. (1996). Objects, decision considerations and
self-image in men’s and women’s impulse purchases. Acta Psychologica (Amst),
93(1-3), 187-206. https://doi.org/10.1016/0001-6918(96)00019-4
Faber,
R. ve O'Guinn, T. (1992). A clinical screener for compulsive buying. Journal of
Consumer Research, 19(3), 459-469. https://doi.org/10.1086/209315
Frost,
R.O., Kim, H.J., Morris, C., Bloss, C., Murray-Close, M. ve Steketee G. (1998).
Hoarding, compulsive buying and reasons for saving. Behavior Research and
Therapy, 36(7-8), 657-664. https://doi.org/10.1016/s0005-7967(98)00056-4
Glatt,
M.M. ve Cook, C.C. (1987). Pathological spending as a form of psychological
dependence. British Journal of Addiction, 82(11), 1257-1258.
https://doi.org/10.1111/j.1360-0443.1987.tb00424.x
Hollander,
E., Kwon, J.H., Stein, D.J., Broatch, J., Rowland, C.T. ve Himelein, C.A.
(1996). Obsessive-compulsive and spectrum disorders: overview and quality of
life issues. The Journal of Clinical Psychiatry, 57(8), 3-6.
Lejoyeux,
M., Ades, J., Tassain, V. ve Solomon, J. (1996). Phenomenology and
psychopathology of uncontrolled buying.The American Journal of Psychiatry,
153(12), 1524-1529. https://doi.org/10.1176/ajp.153.12.1524
McElroy,
S.L., Keck, P.E., Pope, H.G., Smith, J.M. ve Strakowski SM. (1994). Compulsive
buying: a report of 20 cases. The Journal of Clinical Psychiatry, 55(6),
242-248.
Miltenberger,
R.G., Redlin, J., Crosby, R., Stickney, M., Mitchell, J., Wonderlich, S.,
Faber, R. ve Smyth, J. (2003). Direct and retrospective assessment of factors
contributing to compulsive buying. Journal of Behavior Therapy and Experimental
Psychiatry, 34(1), 1-9. https://doi.org/10.1016/s0005-7916(03)00002-8
Nataraajan,
R. ve Goff, B.G. (1991). Compulsive buying: toward a reconceptualization.
Journal of Social Behavior and Personality, 6(6), 307-328.
Schlosser,
S., Black, D.W., Repertinger, S. ve Freet, D. (1994). Compulsive buying.
Demography, phenomenology, and comorbidity in 46 subjects. General Hospital
Psychiatry, 16(3), 205-212. https://doi.org/10.1016/0163-8343(94)90103-1
Tavares,
H., Lobo, D. S. S., Fuentes, D. ve Black, D.W. (2008). Compulsive buying
disorder: a review and a case vignette. Revista Brasileira de Psiquiatria,
30(1), 16-23. https://doi.org/10.1590/s1516-44462008005000002
https://www.psikologofisi.com/blog/onyomani-alisveris-bagimliligi
0 Yorumlar