Bipolar I Bozukluğu Nedir?
Ruh halindeki dalgalanmalar, özellikle stresli
olaylarla karşı karşıya kalındığında, yaşam içinde oldukça yaygındır. Bununla
birlikte, duygudurum dalgalanmaları çarpıcı ve kalıcı olabilir. Bu durum dikkate
değer bir sıkıntı veya bozulma ile sonuçlandığında, altta yatan bir duygudurum
bozukluğu olabilir (Grande ve ark., 2016).
Bipolar bozukluk, duygudurumda ve enerjide
dalgalanmalar ile kendini gösteren, tekrarlayan kronik (sürekli) bir
bozukluktur. (Grande ve ark., 2016). Bipolar bozukluğun yaşam boyu yaygınlığı
%1,3 ila %1,6'dır. Bipolar bozukluğu olan bireylerin yaklaşık %10-20'si kendi
hayatına son verir. Bozukluğa sahip kişilerin yaklaşık üçte biri en az bir
intihar girişiminde bulunduğunu kabul eder (Müller-Oerlinghausen ve ark.,
2002).Bipolar bozukluğun iki çeşidi vardır (Müller-Oerlinghausen ve ark.,
2002): Bipolar I ve bipolar II. Cinsiyetle ilgili olarak, bipolar I bozukluk
erkekleri ve kadınları eşit olarak etkilerken, bipolar II bozukluk kadınlarda
daha yaygındır (Nivoli ve ark., 2011).
Bipolar I Bozukluğu Nedenleri
Bipolar bozukluğun
nedenleri bireyler arasında farklılık göstermektedir ve bozukluğun altında
yatan kesin mekanizma belirsizliğini korumaktadır (Nierenberg ve ark., 2013).
Genetik etkilerin, güçlü bir kalıtsal bileşene işaret eden bozukluğu geliştirme
riskinin %73-93'ünü oluşturduğuna inanılmaktadır (Bobo, 2017). Bipolar
bozukluğu olanların birinci derece akrabalarında bipolar bozukluk riski genele
göre yaklaşık on kat daha fazladır. Benzer şekilde bakıldığında, bipolar
bozukluğu olan kişilerin akrabalarında majör depresif bozukluk riski de genele
göre üç kat daha fazladır (Barnett ve Smoller, 2009).
Psikososyal faktörler
bipolar bozukluğun gelişiminde ve seyrinde önemli bir rol oynar. Bireysel
psikososyal değişkenler genetik yatkınlıklarla etkileşime girebilir (Serretti
ve Mandelli, 2008). Son yaşam olayları ve kişilerarası ilişkiler, depresyonda
olduğu gibi, bipolar duygudurum dönemlerinin başlamasına ve tekrarlamasına
sebep olabilir (Geddes ve Miklowitz, 2013). Yapılan anketlerde, bipolar
bozukluğa sahip yetişkinlerin %30-50'si çocuklukta travmatik/istismar edici
deneyimler bildirmiştir. Bu durum, daha yüksek intihar girişimi oranı ve travma
sonrası stres bozukluğu gibi birlikte ortaya çıkan bozukluklarla ilişkilidir
(Brietzke ve ark., 2012).
Bipolar I Bozukluğun Klinik Belirtileri
Bozukluğun klinik belirtileri son derece çeşitlidir.
Hafif hipomani veya hafif depresyondan, şiddetli psikozun eşlik ettiği şiddetli
mani veya depresyon biçimlerine kadar uzanır (Müller-Oerlinghausen ve ark.,
2002).
DSM- 5’e göre Bipolar I Bozukluk Kriterleri
Bipolar I bozukluğunun
teşhisi için, bir mani dönemi için aşağıdaki ölçütlerin karşılanmış olması
gerekir. Mani döneminin öncesinde veya sonrasında hipomani ya da majör
depresyon dönemleri bulunabilir
A.) Mani Dönemi
A. Kabarmış, taşkın ya da
çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudurumun ve amaca yönelik etkinlikte
ve içsel güçte, olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu ayrı bir dönemin, en
az bir hafta (ya da hastaneye yatırılmayı gerektirmişse herhangi bir süre)
süreyle, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde bulunması
B. Duygudurum
bozukluğunun olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma olduğu dönem boyunca,
aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu) (çabuk kızan bir duygudurum varsa
dördü) belirgin derecede vardır ve bunlar olağan davranışlardan önemli ölçüde
değişiktir:
1. Benlik saygısında abartılı bir artış ya da
büyüklük düşünceleri
2. Azalan uyku ihtiyacı
(örneğin, sadece 3 saatlik uykudan sonra dinlenmiş hissetme)
3. Normalden daha
konuşkan olma veya konuşmaya tutma
4. Fikir uçuşması veya
düşüncelerin yarıştığı öznel deneyim
5. Dikkatin dağınıklığı
(yani, dikkatin önemsiz veya alakasız dış etkenlere çok kolay çekilmesi) olduğu
bildirilir veya öyle olduğu gözlenir
6. Hedefe yönelik
aktivitede artış (sosyal olarak, işte veya okulda veya cinsel olarak) veya
psikomotor ajitasyon (yani, amaç odaklı olmayan amaçsız aktivite)
7. Acı verici sonuçlar
doğurma potansiyeli yüksek faaliyetlere aşırı katılım (örneğin, sınırsız satın
alma çılgınlığı, cinsel kararsızlıklar veya gereksiz ticari yatırımlar).
C. Duygudurum bozukluğu,
toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bozulmaya neden olacak ya da
kendine ya da başkalarına zarar vermemek için hastaneye yatmayı gerektirecek
kadar şiddetli ya da psikotik özellikler vardır.
D. Bu dönem, bir maddenin
(örneğin, kötüye kullanılan bir ilaç, bir ilaç, başka bir tedavi) fizyolojik
etkilerine veya başka bir tıbbi duruma bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi
(örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif tedavi) sırasında ortaya çıkan ve söz
konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin ötesinde sendrom düzeyinde
süren tam bir mani dönemi, bir mani dönemi için, dolayısıyla bipolar I
bozukluğu tanısı için yeterli bir kanıttır.
Not: A-D kriterleri bir
manik dönem oluşturur. Bipolar I bozukluğunun teşhisi için yaşam boyu en az bir
kez mani dönemi geçirilmiş olması gerekir.
B.) Hipomani Dönemi
A. Kabarmış, taşkın ya da
çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudurumun ve etkinlikte ve içsel
güçte, olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu ayrı bir dönemin, en az dört
ardışık gün süreyle, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde bulunması
B. Duygudurum bozukluğunun
olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma olduğu dönem boyunca, aşağıdaki
belirtilerden üçü (ya da daha çoğu) (çabuk kızan bir duygudurum varsa dördü)
sürmüştür, bunlar olağan davranışlardan önemli ölçüde değişik ve belirgin
derecede olmuştur:
1. Şişirilmiş benlik
saygısı veya büyüklük düşünceleri
2. Azalan uyku ihtiyacı
(örneğin, sadece 3 saatlik uykudan sonra dinlenmiş hissetme)
3. Normalden daha
konuşkan veya konuşmaya devam etme baskısı
4. Fikir uçuşması veya
düşüncelerin yarıştığı öznel deneyim
5. Dikkatin dağınıklığı
(yani, dikkatin önemsiz veya alakasız dış etkenlere çok kolay çekilmesi) olduğu
bildirilir veya öyle olduğu gözlenir
6. Hedefe yönelik
aktivitede artış (sosyal olarak, işte veya okulda veya cinsel olarak) veya
psikomotor ajitasyon (yani, amaç odaklı olmayan amaçsız aktivite)
7. Acı verici sonuçlar
doğurma potansiyeli yüksek faaliyetlere aşırı katılım (örneğin, sınırsız satın
alma çılgınlığı, cinsel kararsızlıklar veya gereksiz ticari yatırımlar).
C. Bu dönem, kişinin
belirtisiz olduğu zamanlarda olduğundan çok daha değişik, işlevsellikte
belirgin bir değişikliğin görüldüğü dönemdir.
D. Duygudurumdaki
bozukluk ve işlevsellikteki değişiklik başkaları tarafından gözlemlenebilir.
E. Bu dönem, toplumsal ya
da mesleki işlevsellikte belirgin bozulmaya neden olacak ya da hastaneye yatışı
gerektirecek kadar şiddetli değildir. Psikotik özellikler varsa, söz konusu
dönem, tanım olarak, mani dönemidir.
F. Bu dönem, bir maddenin
(örn. bir ilacın) fizyolojik etkilerine bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi
(örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif terapi) sırasında ortaya çıkan ve söz
konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin ötesinde sendrom düzeyinde
süren tam bir hipomani dönemi tanısı için yeterli bir kanıttır. Ancak bir ya da
iki belirti (özellikle antidepresan kullanımından sonra ortaya çıkan çabuk
kızmada artış, sinirlilik ya da kışkırtma belirtileri) bir hipomani dönemi
tanısı için ne yeterli sayılmalı ne de bipolar bozukluğa yatkınlığın bir
göstergesi olarak görülmelidir.
Not: A-F tanı kriterleri bir hipomani dönemini oluşturur. Bipolar I bozukluğunda hipomani dönemleri sık görülür, ancak Bipolar I bozukluğu tanısı konabilmesi için hipomani dönemlerinin olması gerekli değildir.
Amerikan Psikiyatri
Birliği'nin (APA, 2013) kriterlerine göre, bir manik dönem, danışanların
anormal ve sürekli olarak yükselmiş, genişleyen veya sinirli bir ruh hali
yaşadığı ayrı bir dönem olarak tanımlanır. Mani ve hipomanik dönemlerin birçok
benzer belirtisi olmasına rağmen, hipomanik ataklardaki duygudurum bozukluğu,
sosyal veya mesleki işlevsellikte belirgin bozulmaya neden olacak kadar
şiddetli değildir. Karma dönem ise hem manik hem de majör depresif dönemler
için kriterlerin karşılandığı en az 1 haftalık bir süredir
(Müller-Oerlinghausen ve ark., 2002).
Bipolar I bozukluk
genellikle travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanım bozuklukları ve
çeşitli duygudurum bozuklukları dahil olmak üzere diğer bozukluklarla birlikte
görülür (Cerimele ve ark., 2017; Hunt ve ark., 2016). Bipolar bozukluğu olan kişilerin %40 kadarı
aynı zamanda travma sonrası stres bozukluğuna sahiptir. Bu oran bipolar I
bozukluğu olan kadınlarda daha yüksektir (Cerimele ve ark., 2017).
Bipolar I Bozukluğu
Ayırıcı Belirtileri
Bipolar I bozuklukta en
sık görülen ayırıcı tanılar majör depresif bozukluk ve şizofrenidir. Bunun
dışında kaygı bozukluğu, madde kötüye kullanımı, kişilik bozukluğu (McElroy ve
ark., 2001) çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve karşıt olma
karşıt gelme bozukluğu (Moreno ve ark., 2007) da sıklıkla görülür.
Bipolar bozukluk,
kadınlarda ve erkeklerde neredeyse eşit olarak ortaya çıkar ve güçlü ailesel
kalıtım kalıpları sergiler. Bozukluk, sanatçılar ve akrabaları gibi yaratıcı
insanlarda normal kontrollere göre daha sık görülür (Müller-Oerlinghausen ve
ark., 2002).
Bipolar I Bozukluğu Tedavisi
Bipolar bozukluğun
müdahalesinde ilk adım, mani veya hipomani tanısını doğrulamak ve danışanın
duygudurum durumunu tanımlamaktır, çünkü terapötik yaklaşım hipomani, mani,
depresyon ve ötimi (normal duygudurum) için önemli ölçüde farklıdır. Çeşitli
faktörler farmakolojik ve psikolojik stratejileri etkileyebilir. Bunlar
arasında tıbbi ve psikiyatrik eş tanılar, önceki veya mevcut müdahaleler ve
kişinin müdahaleye karşı istek durumu sayılabilir (Grande ve ark., 2016).
Bipolar bozukluğun
tekrarlaması ve kronik olması nedeniyle, duygudurum dönemlerinin yönetimi için
sadece akut müdahale değil, aynı zamanda ileri atakların önlenmesi için
farmakolojik ve psikolojik yaklaşımlar da önemlidir. Bu nedenle müdahalenin
amacı, akut dönemleri ilaçla güvenli bir şekilde müdahale etmek; farmakolojik
ve psikoterapötik teknikler kullanarak daha ileri atakları önlemektir (Grande
ve ark., 2016).
Bipolar I Bozukluğu
Psikoterapi
Psikoterapi, bipolar bozukluğu olan bir kişinin tanısını kabul etmesi ve anlaması, çeşitli stres türleriyle başa çıkması, kişilerarası ilişkilerini geliştirmesi ve belirtilerini tanımasına yardımcı olmayı amaçlar. Bilişsel davranışçı terapi, aile odaklı terapi ve psiko eğitim, nüksetmeyi önleme açısından en fazla kanıta sahiptir (Bobo, 2017).
Bilişsel Davranışçı Terapi ile Bipolar I Bozukluğu
Araştırmalar bipolar
bozukluğun başlangıcının ve sürecinin stres faktörleriyle (fiziksel ve sosyal
faktörler ile yaşam olayları), fizyolojik ve bilişsel yatkınlıklarla ilişkili
olduğunu göstermiştir. Bu nedenle bozukluğun müdahalesinde ilaçla birlikte
bilişsel davranışçı terapinin kullanılmasının daha faydalı olacağı görüşü
yaygınlık kazanmıştır (Scott, 2001).
Müdahale sürecinde
BDT’nin amaçları (Otto ve ark., 2003):
1. İlaç tedavisine uyum
2. Erken tanı ve müdahale
3. Stres ve yaşam stili
yönetimi
4. Eş tanıların müdahalesi
Bipolar bozukluk için
bilişsel davranışçı terapi, bireylerin uyumsuz düşünceler ve ruh halleri
arasındaki bağlantıyı tanımasına ve değiştirmesine yardımcı olan beceri temelli
bir müdahale tekniğidir (Beck ve ark., 1979). Kişiler otomatik olumsuz
düşünceleri değiştirmeyi, çarpık düşünceyi ortadan kaldırmayı, mani ve
depresyon döngülerini kesmeyi öğrenirler (Swartz ve Swanson, 2014).
BİPOLAR I BOZUKLUĞU KİŞİ İLE GÖRÜŞME VİDEOSU
BİPOLAR I BOZUKLUĞU FİLM ÖNERİLERİ
0 Yorumlar